TKP-ML KKB’den Onur Ayı Vesilesiyle Heteroseksizm Eğitimi

TKP-ML KKB’den Onur Ayı Vesilesiyle Heteroseksizm Eğitimi

Komünist Kadınlar Birliği, Onur Ayı vesilesiyle “Türkiye’den Filipinler’e, Kürdistan’dan Filistin’e Selam Olsun Onurlu Yürüyüşlere” şiarı ile heteroseksizme karşı mücadele eğitimi düzenledi. TİKKO savaşçılarına yönelik verilen eğitimde öncelikle Onur Yürüyüşlerinin tarihçesi ile başlandı.

Stonewall Inn’de yakılan isyan ateşinin kısa sürede dünyayı sardığına dikkat çekilen Onur Yürüyüşlerinin tarihçesi başlıklı sunumda dünyada o yıllarda esen devrimci rüzgara vurgu yapıldı. Bu isyanın göçmenler, evsizler, trans seks işçileri, feminen geyler ve lezbiyenler tarafından başlatıldığına dikkat çekildi. Bu kesimlerin toplumun en alt tabakaları olduğu vurgulandı. Ardından ise Ortadoğu’da ve Türkiye’de Onur Yürüyüşlerinin tarihçesi sunumu yapıldı. İsrail’in kazanılmış LGBTİ+ haklarını kendisini ilerici gibi göstermeye çalışarak yaptığı vahşete ve gericiliğine maske olarak kullanıldığına değinildi.

Türkiye’de Onur Yürüyüşlerinin temelini 1987 yılında trans seks işçilerinin Gezi Parkı’nda başlattıkları açlık grevi ile atıldığı belirtildi. İlk Onur Yürüyüşü girişiminin ise devletin kirli saldırılarına maruz kaldığı söylendi. Daha sonraki Onur Haftalarının nasıl örgütlendiği ve 2003’te ilk defa Onur Yürüyüşü örgütlendiği, bu Onur Yürüyüşlerinin Türkiye ve T.Kürdistanı’nın dört bir yanına nasıl dağıldığına dikkat çekildi. 2013’te gerçekleşen Onur Yürüyüşünün ardından AKP-MHP hükümetinin LGBTİ+ların görünürlüğüne yönelik saldırılarının arttığı vurgulandı.

Halk Ordusu savaşçıları birlikte, Onur Yürüyüşlerinin yaratıcıları Marsha P.Johnson ve Sylvia Rivera’nın hayatının anlatıldığı “Marsha P.Johnson’ın Ölümü ve Yaşamı” adlı belgeseli izledi.

Onur Yürüyüşleri ile ilgili sunumun ardından heteroseksizm sunumuna geçildi. Bu sunum heteroseksizmin ne olduğuna dair kapsamlı bir tartışma ile başladı. Ardından heteroseksizmin tarihsel kökenlerine dair bir sunum yapıldı. Özel mülkiyetli sistem ve ataerkiyle heteroseksizmin iç içe geçtiğine vurgu yapıldı. Toplumsal yapı ve üretim ilişkileri değiştikçe heteroseksizmin de biçim değiştirerek bugünkü son halini aldığı belirtildi. Dünyanın farklı yerlerinde farklı biçimler alsa da heteroseksizmin de tıpkı ataerki gibi tüm dünyada geçerli bir ideoloji olduğu ve halk kitlelerinin kurtuluşunun önünde bir engel olduğu vurgusu yapıldı. Ardından TC faşizmi ve heteroseksizm sunumuna geçildi. Sunumda Osmanlı Devleti’nde nasıl bir ikiyüzlü ahlak sistemi olduğuna değinildi. Bu nedenle de yeni oluşmakta olan Türk burjuvazisinin tıpkı faşizm öncesinde İtalya’dakine benzer biçimde eşcinselliği direkt yasaklamak yerine LGBTİ+ kitleler üzerinde genel ahlak ve toplumun hassasiyetleri gibi argümanları kullanarak bir baskı sistemi oluşturduğu belirtildi. Özellikle 2015 sonrası bu durumun değişmeye başladığına dikkat çekildi. “Büyük Aile Yürüyüşleri”, LGBTİ+fobik kamu spotları, her türlü eylem ve etkinliklerin yasaklanması gibi gelişmelerin tesadüfi olmadığı belirtilerek TC’de heteroseksizmin artık daha kurumsal hale getirilmesinin adımlarının atıldığı ifade edildi.

Bu duruma karşı mücadelenin yakıcılığına dikkat çekilerek heteroseksizmin gündelik hayattaki biçimleri sunumuna geçildi. Halk Ordusu savaşçıları kendi hayatlarından örnekler vererek heteroseksizmin sadece LGBTİ+ları değil bütün bir toplumu esir alan bir ideoloji olduğuna vurgu yaptılar. Daha sonra toplum içerisinde LGBTİ+ların heteroseksizmin farklı yüzleri ile nasıl karşılaştığına dair bir sunum yapıldı. Homo/Bi/Transfobi, gaslighting, ghosting, mansplaining gibi birçok farklı şiddet biçiminin heteroseksizmin kendisini yeniden üreterek devam ettirilmesindeki rolüne vurgu yapıldı. Yürütülen tartışmalarda tek başına “Lubunya yoldaşım var” demenin yetmediği ve günlük hayatta bu burjuva ideolojisine karşı mücadele etmenin gerekliliği konuşuldu. Aynı zamanda yol, yöntem ve araç yaratmak için tek tek LGBTİ+ların örgütlenmesinin beklenmesi heteroseksizme karşı savaşta özneleşmede ayak diremek olarak ele alındı. Komünist öznelerin bu konuda adım atmakta çekingen davranmasının esas nedeni de başkaca küçük burjuva hastalıklar olarak tespit edildi.

Bu konuda Filipinler Komünist Partisi’ne bağlı savaşan Yeni Halk Ordusu savaşçılarının deneyimlerinin yol gösterici olabileceği belirtildi. Kürdistan ve Filistin’de her türlü sömürgeci ve gerici saldırılara rağmen LGBTİ+ örgütlenmelerinin önemli deneyimleri olduğuna dikkat çekildi.

Onur Ayı vesilesiyle düzenlenen bu eğitimin heteroseksizmle mücadelede yeni bir bilinç sıçraması yarattığı tespitiyle eğitim sonlandırıldı.