
Yeni Halk Ordusu’nun Kararlı Devrimci Ruhunu Selamlayın
Filipinler Komünist Partisi
Merkez Komitesi
29 Mart 2025
Filipinler Komünist Partisi Merkez Komitesi, 56. kuruluş yıldönümü vesilesiyle Yeni Halk Ordusu’nu selamlar. Filipin halkının ulusal özgürlük ve gerçek demokrasi özlemi uğruna mücadele etmek için halk savaşını ilerletmeye devam eden Kızıl savaşçıların ve komutanların cesaret ve yiğitliklerini en güçlü şekilde selamlıyoruz.
YHO’nu elli yılı aşkın bir süredir yürüttüğü halk savaşında elde ettiği tüm kazanımlar için kutluyoruz. Filipin halkı sizi sevgili savaşçıları olarak onurlandırıyor. Emperyalizmin, feodalizmin ve bürokrat kapitalizminin boyunduruğuna son vermek için halk adına korkusuzca mücadele ediyor ve ABD-Marcos rejimine karşı şiddetli bir direniş sergiliyorsunuz.
Bu önemli günde, Parti liderliği ve tüm üyeleri, zalimlere ve sömürücülere karşı direnerek halka hizmet etmeyi seçtikleri için en büyük fedakarlığı yapan YHO’nun şehit kahramanlarını saygıyla anmaktadır. Onlar, devrimci davaya adanmış özverili yaşamlarıyla örnek alınmaya değer halk şehitleridir.
Aralık 2023’ten bu yana Parti’nin liderliğini kararlılıkla sürdürdüğünüz ve düzeltme hareketini aktif olarak ilerlettiğiniz için sizi takdir ediyoruz. Özeleştiri yaparak ve geçmişteki hataları ve zayıflıkları düzelterek, kitlelerin derin ve geniş desteği temelinde ve yeteneklerinize göre gerilla savaşı yürüterek gücünüzü yavaş yavaş yeniden inşa ediyorsunuz.
Kaybedilen zemini geri kazanmak, orduyu ve kitle tabanını yeniden canlandırmak ve önceki güç seviyelerine yeniden ulaşmak için yapılması gereken çok iş var. Pek çok engeli ve sıkıntıyı aşmak zorundayız. Düşman umutsuzca Yeni Halk Ordusu’nu ezmek, halkı savunmasız ve davaları için savaşacak bir güçten yoksun bırakmak istiyor. Düşman acımasız ve amansız bir savaş yürütüyor, ancak bunu yaparken sadece halkı daha büyük bir enerji ve kararlılıkla savaşmaya teşvik etmeyi başarıyor.
Tüm Parti, Yeni Halk Ordusu’nu güçlendirmek ve Filipinlilerin yalnızca faşist zalimlere ve sömürücülere karşı kendilerini savunmak için değil, aynı zamanda ulusal ve toplumsal kurtuluş özlemlerini gerçekleştirmek için temel silahı olan devrimci silahlı mücadeleyi ilerletmek için azami çaba göstermelidir. YHO’nu güçlendirme görevi şu anda bir bütün olarak Partinin en önde gelen görevidir ve şehirlerde ve denizaşırı ülkelerde bulunanlar da dahil olmak üzere tüm kadrolar ve komiteler tarafından omuzlanmalıdır. Bu görevin yerine getirilmesi, diğer tüm görevlerin ilerletilmesi için gereklidir. Diğer tüm görevler devrimci silahlı mücadeleyi ilerletme amacına hizmet etmelidir.
Yeni Halk Ordusu’nun durumu ve görevleri
Halihazırda Parti tarafından yürütülmekte olan düzeltme hareketi, özellikle devrimci silahlı mücadele alanında kök salmaya, yayılmaya ve olumlu sonuçlar vermeye devam etmektedir. Düzeltme hareketinin başlatılmasından bu yana geçen bir yıldan biraz daha uzun süre zarfında, YHO’nu sağlamlaştırmak ve yeniden canlandırmak için kapsamlı çabalar sarf ettik. Düzeltme hareketi kapsamında Parti, YHO saflarında Marksizm-Leninizm-Maoizm’in, Parti’nin temel ilkelerinin ve uzun süreli halk savaşı yürütme strateji ve taktiklerinin içsel olarak incelenmesini ve gözden geçirilmesini güçlü bir şekilde teşvik etmektedir.
Düzeltme hareketini ilerletmek için YHO, geçmişteki hataları, zayıflıkları ve eksiklikleri tespit etmek ve ele almak amacıyla deneyimleri özetlemek için bölgesel ve diğer komuta düzeylerinde konferanslar düzenlemiştir. Bunlar, Merkez Komite tarafından Aralık 2023’te düzeltme hareketini başlatırken yapılan temel kritik gözlemleri doğrulamış, detaylandırmış ve derinleştirmiştir. YHO’nu güçlendirmeyi ve halk savaşını kapsamlı bir şekilde ilerletmeyi amaçlayan kararlar kabul edilmiştir. YHO’nun Kızıl savaşçıları, faşist ve baskıcı ABD-Marcos rejiminin acımasız saldırılarına karşı halk için savaşmaya her zaman kararlıdır.
Parti ve YHO, hatalara, zayıflıklara ve eksikliklere yol açan ve durgunluk ve gerilemelerle sonuçlanan ağırlıklı olarak Sağ oportünist eğilimleri derinlemesine eleştirmekte ve reddetmektedir. Bunlar öncelikle doğmatik ve hem askeri hem de siyasi çalışmalarda gerilla inisiyatifinin kaybedilmesi biçimini almış ve hem YHO’nu hem de kitle tabanını zayıflatmıştır.
Bunlar, YHO oluşumlarının uzun süre dağda üslenmesi ve YHO birliklerinin operasyon alanlarını “favori” üs bölgelerinin ötesine genişletememesi gibi kendi kendini kısıtlayan eğilimlerle sonuçlandı. Bu da YHO’nun köylü kitleleri arasında sürekli ve yaygın sosyal araştırma, propaganda ve örgütlenme yapma kapasitesini azalttı. Bazı YHO birimleri kitlesel mücadelelere öncülük etmek için öncelikle yoksul köylüler ve tarım işçileri ile birlikte alt-orta ve orta-orta köylülerin örgütlü gücünü inşa etmek yerine zengin köylü müttefiklerine bel bağlamaya başladı. Ayrıca, kitleleri feodal ve yarı feodal baskı ve sömürü biçimleriyle mücadele etmek üzere sınıf mücadeleleri yürütmek için kitlesel örgütlenmelerini inşa etme gerekliliğinden uzaklaştıran, yalnızca sosyo-ekonomik veya toplumsal projelerin sağlanmasına güvenme eğilimi de vardır. Milis birliklerinin inşası ve gerilla savaşında inisiyatiflerinin sağlanmasına yönelik sistematik çaba uzun süredir ihmal edilmektedir. Tüm bunların sonucunda kitle tabanının nasıl daralma ve sığlaşma eğiliminde olduğunu gördük.
Tarım devrimini yürütmenin kilit görevi sağlam bir şekilde kavranamadı. Köylüleri kitlesel olarak harekete geçiren toprak reformu kampanyaları, milyonlarca köylünün, tarım işçisinin ve balıkçının giderek kötüleşen ve yaygınlaşan feodal ve yarı feodal sömürü biçimlerine, toprak kullanımının dönüştürülmesine ve kırsal ekonomik mülksüzleştirmeye karşılık gelen bir yoğunluk ve kapsam düzeyinde yürütülmedi. Toprak reformunun gerçekleştirilmesinde geçmişte kazanılan zaferler pekiştirilememiş ve yükseltilememiştir. Yerel Parti şubelerinin ve kitle örgütlerinin güçlendirilmesi sürdürülebilir bir şekilde yürütülmemektedir.
Kitle tabanının inşası ve genişletilmesindeki bu zayıflık ve eksikliklerin, YHO’nun öncelikle düşmanın silahlı kuvvetlerini parça parça imha etmeyi ve silahlarını elinden almayı amaçlayan taktik saldırılar gerçekleştirme kabiliyetini ve güvenini nasıl zayıflattığını gözlemledik. Bunun yerine, ne düşmanın gücünü sistematik olarak aşındıran ne de YHO’nun gücünün istikrarlı bir şekilde birikmesine yardımcı olan düzensiz taciz ve diğer yıpratıcı taktik saldırıları aşırı derecede tercih etme eğilimi vardır. Düşmanın askeri üstünlüğü karşısında pasif kalma eğilimi, güçler dengesine miyop ve tek taraflı bir bakış açısıyla yaklaşmanın ve düşmanın taktiksel gücü ile stratejik zayıflığı hakkında diyalektik bir görüşe sahip olmamanın bir sonucudur.
Sağ oportünist eğilimler aynı zamanda aşırı demokrasiyi beslemekte ve YHO’nun iç askeri disiplinini ve Kızıl savaşçıların ideolojik bağlılığını zayıflatmaktadır. Aşırı demokrasi bir rehavet duygusu yaratmış ve Kızıl savaşçılar arasında “sivilleşmeyi” beslemiştir. Kampta, yürüyüşte, kitle çalışmalarında ya da askeri çalışmalarda günlük faaliyetlerini yürütme biçimlerinde temel kurallara ve yönelimlere kesinlikle uyulmamaktadır. Bunlar her zaman manevraları yavaşlatır, inisiyatifi caydırır ve nihayetinde düşmanla etkili bir şekilde savaşma kabiliyetlerini engeller. Gerilla gizliliği, ikmal hatlarının aşırı kullanımı, düşmanın bildiği eski yollardan manevra yapılması ve elektronik ve telsiz ekipmanlarının kullanımında temel önlemlerin ihmal edilmesiyle tehlikeye girer. Politikalara sıkı sıkıya uyulmaması nedeniyle düşman birçok kez hassas hava saldırıları için kullanılan GPS takip cihazlarına sızmayı başarmıştır.
Aşırı demokrasinin diğer tezahürleri, birliklerin aşırı dağınıklığı, güçlü bir komuta ve kontrol sisteminin eksikliği, üst komuta kademelerine düzenli olarak rapor vermeme ve onlarla koordinasyon kurmama ve hızlı ve güvenilir bir iletişim sistemi geliştirme ve güçlendirmedeki ihmaldir. Sağ oportünizm aynı zamanda bürokratizme de yol açmıştır; bu durumda komutanlar alt birimlerin karşılaştığı sorun ya da meseleleri çözmek ya da yön vermek için hızlı bir liderlik sergileyemezler. Bürokratizm en kötü haliyle, politikaların komutanlar ve savaşçılar arasında eşit olmayan bir şekilde uygulandığı ve böylece halk ordusunun bazı birimlerinin iç birliğini aşındıran “istisnacılık” biçimini almıştır.
Ayrıca, müfrezelerin ve daha yüksek oluşumların mutlak ya da uzun süreli yoğunlaşması, YHO’nun yönünü gereksiz yere ortaya çıkaran ateşle genişleme taktikleri, düşmanın sert hedeflerine vurma, küçük birim taktik saldırılarını ihmal ederek bölük büyüklüğündeki taktik saldırılara aşırı odaklanma ve diğerleri dahil olmak üzere ikincil bir eğilim olarak “Sol” oportünist eğilimler gözlemledik.
Kitle tabanının giderek aşınması, yok edici taktik taarruzlar gerçekleştirme kabiliyetinin sürekli olarak azalması, gerilla disiplinindeki artan eksiklikler ve YHO saflarında artan bürokratizm, sürekli genişleyen ve derinleşen bir kitle tabanı temelinde kapsamlı ve yoğun gerilla savaşı yürütme taktik çizgisinin uygulanmasındaki eksikliklere katkıda bulunmuştur. Bu durum, uzun süreli halk savaşının uzun bir süre stratejik savunmanın orta aşamasında sıkışıp kalmasına neden oldu.
Bu zayıflıklar ve eksiklikler YHO’nu düşmanın yoğunlaştırılmış kuşatma ve bastırma savaşına karşı savunmasız hale getirdi. 2017 ve 2018’den bu yana, her gerilla cephesine bir veya birkaç tabur yerleştirmek için ülke çapında on binlerce muharip birliği seferber eden amansız odaklanmış ve sürekli askeri operasyonlar (FSMO) buna damgasını vurdu. Düşman, köylü kitle tabanına acımasızca ve durmaksızın saldırma, psikolojik savaş, sindirme, teslim olmaya zorlama, adam kaçırma, yargısız infazlar, katliamlar, hava bombardımanı ve bombalama yoluyla saldırdı. “Yeniden düzenlenmiş toplum destek programı” (RCSP) ya da ‘değiştirilmiş toplum destek programı’ adı altında, faşist birliklerden oluşan ekipler sivil halkın ortasında baskıcı varlıklarını sürekli olarak sürdürmektedir.
Kendi kendini kısıtlama YHO’nu zayıflatılmış bir siyasi konuma getirmiş, bu da birçok birimi tamamen askeri bir duruma iterek inisiyatif kaybetmelerine ve saldırılara karşı savunmasız kalmalarına neden olmuştur. Bu ve diğer iç zayıflıklar ve eksiklikler nedeniyle YHO, 2017-2022 döneminde ABD destekli acımasız hava bombardımanı kampanyası ve ABD-Duterte rejiminin kara operasyonları karşısında önemli gerilemeler yaşadı. Birçok birlik düşmanın harekâtının süresini yanlış tahmin etti ve bazıları “bekleyebileceklerini” düşündü. Ancak düşmanın birkaç hafta ila bir ay süren daha kısa döngülü geçmiş harekâtlarının aksine, 2017’den bu yana düşmanın FSMO’larının süresi uzadı ve birkaç aydan bir yıla veya daha fazla sürdü. Düşman, köylerde ve topluluklarda kalıcı olarak bir dizi askeri kamp ve müfreze kurarak blok ev taktiklerini benimsemiştir. Bazı gerilla cephelerinde, düşmanın FSMO’ları 7-8 yıldır kesintisiz olarak yürütülüyor.
Düşman birkaç yıldır YHO’na karşı stratejik bir zafer kazanma yolunda olduğuna dair bir psişik savaş çizgisi izliyor. Sözde “dağıtılmış” veya “zayıflatılmış” gerilla cephelerinin abartılı sayılarını uydurdu. FSK’nin üst düzey yetkilileri, YHO’na ve halka karşı hava bombardımanı, kara operasyonları ve psikolojik savaş için milyarlarca peso harcamaya devam ettiği gerçeğini gizlemeseler bile, YHO’nun sadece bir “zayıflatılmış gerilla cephesi” kaldığı gibi akıl almaz bir iddiada bulundular.
FSK tarafından kışkırtılan il ve yerel yetkililer, illerinin ya da kasabalarının “isyandan arınmış” olduğuna dair saçma sapan beyanlarda bulunduktan sonra, YHO birimleri taktiksel saldırılar düzenlediğinde kendi sözlerini yiyorlar. FSK, YHO’nun halkın derin ve geniş desteğini almaya devam ettiği gerçeğine itiraz edemez çünkü YHO halkın adalet ve gerçek özgürlük özlemleri için savaşmaya devam ediyor.
2022 gibi erken bir tarihte, çeşitli bölgesel Parti komiteleri, giderek derinleşen ve genişleyen bir kitle tabanına dayanarak kapsamlı ve yoğun bir gerilla savaşı yürütme konusundaki önemli hatalara, zayıflıklara ve eksikliklere işaret eden deneyimlerini özetledi. Kitle tabanını genişletmek ve yeteneklere dayalı taktik taarruzlar düzenlemek için inisiyatif almak üzere YHO birimlerinin davranışlarında acil düzenlemeler yapıldı. Aralık 2023’te düzeltme hareketini başlatan Merkez Komite, bu zayıflıkların ideolojik kökenlerine daha sistematik bir şekilde işaret ederek ve halk savaşının yürütülmesinde durgunluğa ve gerilemelere neden olan çeşitli Sağ oportünist eğilimleri daha keskin bir şekilde tespit edip eleştirerek bu ilk çabaların üzerine inşa etmiştir. Parti ve YHO zorlukların, yeni durumun ve bununla birlikte gelen yeni görevler dizisinin farkındadır.
YHO şu anda, sürekli genişleyen ve derinleşen bir kitle tabanı temelinde kapsamlı ve yoğun gerilla savaşı yürütme gerekliliklerine uygun olarak birimlerini yeniden konuşlandırma ve yeniden yönlendirme sürecindedir. YHO’nun gerilla birlikleri yavaş yavaş pasifliği aşmakta ve inisiyatifi yeniden ele geçirmektedir. Geçtiğimiz yıl, güçlerini korumada ve düşmanın amansız ve artan kuşatma ve bastırma kampanyasını boşa çıkarmada nispeten daha başarılı oldular. Düşmanın büyük ölçekli FSMO’ları giderek etkisiz hale getiriliyor. Öyle ki, düşmanın geçtiğimiz Aralık ayında ve Ocak ayı boyunca yürüttüğü muharebe ve tarama operasyonlarının en yoğun olduğu dönemde bile, YHO birimleri birleşme toplantıları düzenleyebildi ve eğitim ve kültürel faaliyetler yürütmek üzere çok sayıda ziyaretçiyi ağırlayabildi.
Yoğunlaşma, dağılma ve yer değiştirme taktiklerini benimseyerek, hızlı hareket ederek, yüksek derecede gizliliği koruyarak ve operasyon alanlarını genişleterek, YHO gerilla birimleri düşmanı çoğunlukla sağır ve kör tuttu ve askeri kampanyalarını ve hava bombardımanlarını etkisiz hale getirdi. Aktif savunma yürüten YHO birimleri, saldırgan düşman kuvvetlerine giderek daha fazla zarar verebilmektedir. FSK’nin kara kuvvetleri savaş operasyonlarında pusuya düşürülmeyi bekleyen birer piyon olarak kullanılıyor. Bu arada FSK, “YHO’nu stratejik olarak yenilgiye uğrattığı” yanılsamasını sürdürmek için, YHO’na karşı başarısız saldırılarından kaynaklanan artan sayıda ölü ve yaralı kaybını sistematik olarak gizliyor.
Ancak geçtiğimiz Aralık ayında da belirttiğimiz gibi, düzeltme hareketinin tam anlamıyla meyvelerini vermesi için daha yapılması gereken çok iş var. YHO’nun 56. yıldönümü vesilesiyle, YHO’nun ve Parti çekirdeğinin Parti’nin düzeltme hareketi doğrultusunda acil ideolojik, politik-askeri ve örgütsel görevlerini yineliyor ve açıklıyoruz.
Kızıl komutanların, savaşçıların ve siyasi rehberlerin teorik anlayış düzeyini yükseltmeliyiz. Marksizm-Leninizm-Maoizm ve Parti’nin temel ilkelerinin incelenmesini daha da canlandırmalı, bunları deneyimlerimizi değerlendirmek ve özetlemek ve gelecekteki eylem planlarını yapmak için rehber olarak kullanmalıyız. Başkan Mao Zedong’un askeri yazılarını Kızıl komutanların ve savaşçıların incelemesi ve başvurması için hazır bulundurun. Amado Guerrero’nun Halk Savaşımızın Özel Karakteristiği’ni ve Merkez Komite’nin diğer temel makalelerini, uzun süreli halk savaşının aşamalar halinde nasıl gelişeceğini net bir şekilde kavrayabilmek için titizlikle inceleyin. Ka Joma’nın “Halkın demokratik devrimi yenilmezdir” başlıklı veda makalesini inceleyin ve Yeni Halk Ordusunun nasıl yenilemeyeceğini kesin olarak kavrayın.
Kızıl savaşçıların devrimci silahlı mücadele yürütme kararlılığını daha da pekiştirmek ve halka hizmet etmek için özverili adanmışlıklarını derinleştirmek için ideolojik ve kültürel kampanyalar düzenleyin. Filipin devriminin örnek alınacak kahramanlarını ve şehitlerini anmak için anma törenleri düzenleyin. Halka ve devrime ihanet eden hainleri ve dönekleri ifşa edip ve reddedin.
YHO’nun Kızıl komutanları ve savaşçıları arasında sürekli bir ideolojik yeniden şekillendirme kampanyası yürütün. Düzenli eleştiri, özeleştiri ve değerlendirme yapın. Temel askeri yönelim ve politikaların sürekli gözden geçirilmesi, eğitimler ve düzenli fiziksel tatbikatlar yoluyla Kızıl savaşçıların askeri disiplin ve beceri düzeyini yükseltin. Birimlerin tek vücut olarak hareket etme kabiliyetini artırmak için düzenli olarak tatbikatlar yapın.
Günün yakıcı meseleleri ve genel ulusal ve uluslararası durum hakkında düzenli siyasi eğitim yoluyla Kızıl savaşçıların siyasi bilincini yükseltin. Sosyal inceleme, topluluk önünde konuşma, yazma ve benzeri eğitimler yoluyla siyasi ve teknik becerilerini geliştirin.
Bölge büyüklüğünde gerilla cepheleri inşa etmek amacıyla kitle tabanının yeniden canlandırılması, genişletilmesi ve sağlamlaştırılması çalışmalarını yürütün. Sürekli genişleyen ve derinleşen bir kitle tabanı temelinde kapsamlı ve yoğun gerilla savaşı yürütme gerekliliklerine uygun olarak YHO birimlerini yeniden konuşlandırmaya ve yeniden yönlendirmeye devam edin. Komuta ve iletişim için bir ağırlık merkezini koruyan, kitle çalışması ve küçük birim taktik taarruzları için mangalarını ve takımlarını esnek bir şekilde konuşlandıran ve dağıtan, birleştirme, eğitim ve daha büyük taktik taarruzlar için yoğunlaşan ve düşman kuşatmasına karşı koymak ve genişlemeyi gerçekleştirmek için hareketli temel birimler olarak YHO müfrezelerini inşa etmeye ve güçlendirmeye devam edin.
Kızıl savaşçıları yerel Parti komitelerinden ve köylü kitle örgütlerinden, özellikle de kırsal kitle mücadelelerinde aktif olarak yer almış genç aktivistlerin saflarından devşirmek için güçlü kampanyalar yürütün. Şehir ve kasaba merkezlerindeki parti komiteleri ve kitle örgütleri aktif bir şekilde propaganda yürütmeli, işçilerden, küçük burjuva aydınlardan ve diğer kesimlerden Kızıl savaşçıların kazanılması için kampanyalar yürütmelidir. Sendikalar ve kitle örgütleri, YHO’yla temas etme ya da konuşlandırılmak üzere düzenli olarak küçük ekipler göndermeyi planlamalıdır.
Kitlesel çalışma ve savaşta YHO’nun takımlarına, mangalarına ve müfrezelerine liderlik edebilecek yeni komutanlar yetiştirmek için politik-askeri eğitimler düzenleyin.
Kitlelerin en acil sosyo-ekonomik ve politik konularını ve sorunlarını belirlemek için şehirleri ve illeri, ürün hatlarını veya endüstriyel hatları kapsayan sosyal araştırma ve sınıf analizi yapın. Bu temelde köylülerin, gençlerin, kadınların, çocukların ve kültür işçilerinin devrimci kitle örgütlerini inşa etmeli, yeniden etkinleştirmeli ya da genişletmeliyiz. Gerilla bölgelerindeki ya da üs bölgelerindeki halkın devrimci tarihini dikkate almayan mekanik “sıfırdan başla” adım adım örgütlenme yönteminden kaçınmalıyız. Kitleleri birleştirmek ve militanlıklarını yükseltmek için yorulmaksızın propaganda ve eğitim yürütün. Köy, köyler arası ya da kasaba düzeyinde siyasi iktidar organlarını inşa edin, yeniden inşa edin ya da yeniden etkinleştirin.
Feodal, yarı feodal ve diğer baskı biçimlerine karşı köylü kitlelerini harekete geçirmek için kitlesel kampanyalar ve mücadeleler yürütmek. Köylü kitlelerinin daha düşük toprak kirası, tefeciliğin ortadan kaldırılması, tarımsal ürünler için adil çiftlik fiyatı ve diğer talepler için mücadelesini ilerletin. Toprak gaspına, madenciliğe ve çevreyi tahrip eden ve zehirleyen diğer büyük ticari faaliyetlere karşı kitleleri harekete geçirin. Siyasi iktidar organları, yerel Parti şubeleri, kitle örgütleri ve YHO birimleri, çiftliklerin, su sistemlerinin yeniden inşası, arama-kurtarma, ölülerin geri getirilmesi ve gömülmesi de dahil olmak üzere halkın iklim felaketleriyle başa çıkmasına yardımcı olmak için acilen bir plan oluşturmalıdır.
Antifaşist kampanyalar ve mücadeleler yürütün. Demokratik haklar ve uluslararası insan hakları ihlalleri de dahil olmak üzere FSK birimleri ve askerleri tarafından işlenen ve giderek kötüleşen ihlalleri, zulümleri ve suçları ifşa edin. Tüm sindirme, hedef gösterme, keyfi ve hukuksuz gözaltı, kaçırma, işkence, yargısız infaz ve katliam vakalarını ifşa edin ve kınayın. Uluslararası insan haklarını ihlal ederek sivillerin can ve mal güvenliğini tehlikeye atan hava bombardımanı ve bombalama vakalarını ifşa edin.
YHO’nun il ve cephe düzeyindeki komutanlıkları, sözcüleri veya enformasyon görevlileri aracılığıyla aktif bir şekilde propaganda ve karşı propaganda yürütmelidir. Halkı, onları mülksüzleştiren ve daha da kötü acılara maruz bırakan baskıcı politikalara ve programlara karşı mücadele etmeleri için aktif olarak harekete geçirmek üzere tüm araçları kullanmalıdırlar. Düşmanın kitleler arasında yaydığı psikolojik savaş yalanlarını ve dezenformasyonunu aktif bir şekilde ifşa etmelidirler.
Yerel Parti şubeleri ve bölüm komiteleri, kitle örgütlerinin öz savunma birlikleriyle birlikte halk milis birimlerini aktif ve özenli bir şekilde inşa etmelidir. YHO’nun milis birimlerinin gerilla savaşı yürütmedeki hayati rolünü teoride ve pratikte her zamankinden daha fazla vurgulamalıyız. Halk savunma güçlerinin askeri inisiyatifini, onları düşmana karşı mümkün olan her türlü silahlı direniş biçimini kullanmaları için eğiterek ve teşvik ederek serbest bırakmalıyız. Halk milisleri YHO’nun tam zamanlı yatay birimlerinin temel tamamlayıcılarıdır. Düşmanı güçlerini dağıtmaya ve zayıf noktalarını açığa çıkarmaya zorlamak için halk savaşının genişliğini genişletirler.
YHO takımlarının, mangalarının ve müfrezelerinin kapasitesine göre taktiksel saldırılar başlatın. Kırsal köyleri işgal eden, keşif yapan, kontrol noktaları kuran, kara operasyonları yürüten silahlı birlikler de dahil olmak üzere düşmanın zayıf noktalarını keşfedin ve bunlara saldırın. Yeni askerleri silahlandırmak için düşmanın silahlarını ele geçirmeyi planlayın. Ateşli silahları ele geçirmek için yüzlerce küçük birim taktik saldırısı düzenleyin.
Gerilla kamplarının ve manevralarının gizliliğini ve güvenliğini sağlamak için planlanmış politikalara sıkı sıkıya bağlı kalın. Düşmanın ikmal hatları ve diğer kanallar aracılığıyla GPS vericileri gibi elektronik takip cihazlarını takip etme girişimlerine karşı dikkatli olun. Gerilla gizliliğini tehlikeye atan tüm güvenlik politikaları ihlallerini belirleyin ve ele alın.
Düşmanın istihbarat havuzunu değerlendirin ve bunları etkisiz hale getirin. Düşmanın istihbarat ağını çökertin ve YHO’nun ve milis birimlerinin yerel istihbarat ağını kurun. Dönek ve hainlerin karşı-devrimci yanlışlarını iyice ifşa edin ve reddedin ve askeri ajan veya casus olarak düşmanla aktif işbirliği yapanların cezalandırılması için halkın talebine yanıt verin.
Düşman saflarında siyasi çalışma yürütün. Düşman müfrezeleri, bölükleri, taburları ve yüksek komuta yapıları içindeki iç durum, şikayetler ve çelişkiler hakkında sistematik olarak bilgi toplamalıyız. Rütbeli askeri personele ve paramiliter askerlere yönelik suiistimalleri ifşa edin. Subaylar arasında maaş bordrosu sistemi, maaş ve ödeneklerin gecikmeli olarak ödenmesi, sözde “isyancı geri dönenler” için fonların çarpıtılması, yerel projelerde (özellikle NTF-Elcac’ın Barangay Kalkınma Destek Programı kapsamında) komisyon toplanması ve benzeri yolsuzlukları ortaya çıkarın. FSKve FUP’nin ABD ordusu tarafından jeopolitik amaçları için, özellikle de emperyalist rakibi Çin ile silahlı çatışmayı kışkırtmak için nasıl vekil ve araç olarak kullanılmaya devam ettiğini ifşa edin. İlerici ve yurtsever subay ve askerleri Crispin Tagamolila Hareketi’ne kazandırın.
Düşmanın düzenini ve planlarını analiz etmek, kuvvetlerimizin uygun dağılımını sağlamak, operasyon alanında halk savaşını ilerletmek için genel bir plan oluşturmak, birleşik bir askeri kampanya planı oluşturmak ve uygun koordinasyonu sağlamak için bölgesel ve daha düşük seviyelerde düzenli ve özel komuta konferansları düzenleyin.
Ulusal Operasyonlar Komutanlığı’ndan Bölgesel Operasyonlar Komutanlığı’na ve bölgeden alt bölge ve cephe operasyonları komutanlığına, müfrezelerine, takımlarına ve ekiplerine kadar Yeni Halk Ordusu içindeki komuta sistemini güçlendirin. Hem elektronik hem de fiziksel olarak hızlı ve güvenilir bir iletişim sistemi geliştirmeye, iyileştirmeye ve güçlendirmeye devam edin. Yedeklilik ve yedekleme sistemi sağlayın.
Bölümlere ayırma, dosyaların ve fiziksel notların şifrelenmesi, bilgisayarların, akıllı telefonların, cep telefonlarının ve diğer elektronik cihazların kullanımının düzenlenmesi yoluyla hassas bilgileri güvence altına almak ve korumak için politikaları ve kurallar sistemini uygulamaya ve geliştirmeye devam edin.
Egemen sınıfların ve yabancı ekonomik ve jeopolitik güçlerin çıkarlarına öncelik veren Marcos rejimi altında devrimci silahlı mücadele yürütmek için zemin giderek daha verimli hale gelmeye devam etmekte, böylece çürümüş ve yozlaşmış yönetim sistemi daha da açığa çıkmaktadır. Bu, büyük çoğunluğu kötüleşen yaşam koşullarından muzdarip olan Filipin halkının geniş kitleleri pahasına yapılmaktadır. Şehirlerde demokratik hakların sistematik olarak bastırılması ve kırsal kesimde işçiler, köylüler ve diğer demokratik sınıfları hedef alan açık askeri yönetim, halka direnmek, haklarını savunmak ve ulusal ve demokratik talepleri için mücadele etmek üzere silahlanmaktan başka bir seçenek bırakmamaktadır.
Egemen sistemin keskinleşen ekonomik ve siyasi krizi
ABD-Marcos rejimi halk ve ulus karşıtı politikalarla ekonomik krizi ağırlaştırırken, Marcos’un iktidarını sıkılaştırma çabasıyla siyasi krizi daha da kötüleştirirken ve ABD emperyalizmine boyun eğerek ulusal egemenliğin altını daha da oyarken, can çekişen yarı sömürge ve yarı feodal sistem bozulmaya devam ediyor.
Önde gelen endüstriyel kapitalist güçlerin artan korumacılığının ortasında Marcos rejimi, son kırk yıl boyunca yerel üretici güçlerin eşi benzeri görülmemiş bir şekilde tahrip edilmesiyle sonuçlanan aynı neoliberal politikaları izlemeye devam ediyor. Bu politikalar, geniş emekçi kitlelerin ve orta sınıfların aleyhine, tekelci kapitalist şirketlere ve finans kuruluşlarına fayda sağlamış ve yerel büyük burjuva kompradorları zenginleştirmiştir. Bu politikalar ülkenin geri kalmış, tarımsal ve sanayi dışı ekonomisini derinleştirmiş, işsizliği, yoksulluğu ve baskıyı yoğunlaştırmıştır. Ülke ithalata daha da bağımlı hale geldi ve daha da borçlandı.
Marcos, ABD’nin başını çektiği küresel kapitalizmin merkezleri kendi yerel sanayilerini korumak ve canlandırmak için karşıt korumacı politikalar izlerken, ticari çatışmaları arttıran ve ekonomik rekabetleri keskinleştiren ekonomiyi açmaya devam ediyor. Bu bağlamda, rejimin neoliberal politikaları ve ABD’ye bağımlılığı her zamankinden daha verimsiz hale geliyor. Ülkeyi daha fazla sömürüye ve eşitsiz ticaret koşullarına maruz bırakmaktadır. Filipin ihracat pazarları daraldıkça ve rejim ekonomisi yabancı sermayeyi çekmek için giderek daha çaresiz hale geldikçe, bunlar ülkenin ekonomik boyun eğişini daha da derinleştirecek ve halkın durumunu daha da kötüleştirecektir.
Filipin halkının geniş kitleleri giderek kötüleşen sosyo-ekonomik koşullardan muzdarip. Yaygın işsizlik resmi istatistiklerle gizleniyor ama giderek kötüleşiyor. Ücretler ve gelirler düşük, güvencesiz ve gıda, yakıt, temel mallar, kamu hizmetleri ve hizmetlerin artan fiyatlarına ayak uyduramıyor. Marcos döneminde günlük hayat pahalılığındaki keskin artış milyonlarca insanı mali sıkıntıya itmekte, yoksulluk ve açlığı derinleştirmektedir. Yanıltıcı bir şekilde orta sınıf olarak gösterilen milyonlarca aile de dahil olmak üzere 20 milyondan fazla aile (%80’e varan oranlarda) yoksul ya da kırılgan mali koşullara sahip. Marcos’un iktidara geldiği 2022’den bu yana aşırı yoksulluk içinde olan ve açlık çeken ailelerin sayısı 3 milyondan 7.2 milyona çıkarak ikiye katlandı. İşsizlik, düşük gelir ve yetersiz sosyal hizmetler Filipin halkının büyük çoğunluğunun yaşam kalitesini giderek aşağı çekiyor.
Marcos rejimi ülkeyi yabancı tekelci sermayenin sömürüsüne peşkeş çekme saplantısını sürdürmektedir. Marcos rejimi, yabancı sermayeyi cezbetmek için işçi ücretlerini ve maaşlarını düşük tutarak işçilerin sömürülmesinin hızlanmasına izin vermiştir. Ayrıca yabancı tekelci kapitalist firmalara ve büyük burjuva komprador yandaşlarına geniş toprak, nehir ve deniz alanlarını ele geçirme ve madencilik yapma ya da plantasyonlarını, gayrimenkul projelerini, sözde yeşil ya da iklime dirençli projelerini, ABD’den ithal edilen LNG için depolama tesislerini ve diğer kar odaklı operasyonlarını yürütme serbestisi vererek köylülerin, yerli toplulukların, balıkçıların ve diğer emekçi insanların ezilmesine ve ekonomik olarak mülksüzleştirilmesine ve çevrenin tahrip edilmesine olanak sağlamıştır.
Arazi gaspı özellikle Mindanao’da çok uluslu şirketler tarafından işletilen palmiye yağı, bambu ve kahve plantasyonları lehine Moro ve Lumad halklarını topraklarından uzaklaştıran savaş ağalarının ordu ile işbirliği içinde olduğu yerlerde daha da şiddetlenmektedir. Bu durum, Marcos’un Moro İslami Kurtuluş Cephesi ile yapılan barış anlaşmasını baltalamak ve Moro halkının silahlı direnişini yeniden başlatmak pahasına da olsa kontrol etmek istediği sözde özerk Bangsamoro bölgesinde bile yaşanıyor.
Marcos rejimi işçilerin asgari ücretlerini insanca yaşam standartlarının çok altında tutmaktadır (ancak faşist askerlerinin harçlıklarının iki katına çıkarılmasını emretmiştir). Geçinebilmek için işçiler, küçük profesyoneller ve alt kademedeki çalışanlar ek işlerde çalışmak zorunda kalmaktadır. Milyonlarca Filipinli işsiz ya da düzenli bir işi yok. Resmi olarak istihdam edildiği bildirilenlerin yaklaşık beşte dördü (%78) aslında yarı zamanlı, geçici ve sözleşmeli ya da kayıt dışı çalışanlardır. Filipinler’deki akut işsizlik krizi geçen yıl 2,5 milyona yakın Filipinliyi yurtdışında iş aramaya zorladı ve yurtdışındaki Filipinli sayısı 11,5 milyonu aştı.
Kötüleşen sosyo-ekonomik koşullar, iktidardaki oligarklar ile geniş halk kitleleri arasındaki sosyal eşitsizliği keskinleştirdi. Marcos döneminde, mali birikimi olmayan hane sayısı 1,5 milyon artarak 20,1 milyona ulaşırken, Filipinler’in en zengin üç kişisinin (Enrique Razon, Manuel Villar ve Ramon Ang) serveti iki kattan fazla (%108) artarak 1,8 trilyon Peso’ya ulaştı. Onlar ve yabancı kapitalist ortakları, hükümet sözleşmelerinden ve iltimaslarından en çok yararlananlardır. Marcos onlara vergi indirimleri, vergi tatilleri ve diğer mali teşvikler sağlarken, temel mallar üzerindeki ağır vergilerle -bölgedeki en yüksek “katma değer vergileri”, dizel ve diğer petrol ürünleri üzerindeki her fiyat artışında artan tüketim vergileri ve yoksullar ile orta sınıfa en ağır yükü getiren diğer tüketim vergileri dahil- halkı soymaktadır.
Marcos bütçesi verimsizdir ve halka büyük bir yük getirmektedir. Bütçenin büyük bir kısmı borç karşılamaya, verimsiz askeri harcamalara ve aşırı pahalı içi boş projeler de dahil olmak üzere görkemli altyapıya gitmektedir. Nakdi yardım bütçeleri genel olarak azaltıldı, ancak bunların daha fazlası seçim kampanyaları için politikacıların doğrudan kontrolü altına alındı. Bu arada eğitim, sağlık ve diğer kamu hizmetlerinin yanı sıra tarım için yapılan harcamalar önemli ölçüde azaltılırken, sanayileşmeye hiç fon ayrılmadı.
Marcos hükümetinin geçen yılki 1,5 trilyon Peso tutarındaki bütçe açığı gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) %5,7’sine denk geliyordu ki bu, pandemi dönemindeki karantina dönemindeki büyük açıklar dışında, son 40 yılın en kötü açığıdır. Marcos döneminde devlet borçlanması hızla artmaya devam ediyor – şu anda 16.3 trilyon Peso’ya ulaşmış durumda ve yıl sonuna kadar 17.4 trilyon Peso’ya ulaşması bekleniyor. Marcos rejiminin brüt borçlanması halihazırda aylık 188.7 milyar 188.7 milyar Peso ile Duterte’nin aylık 130.7 milyar ve 188.7 milyar Peso’sunu geride bırakmış durumda.
Marcos hükümeti döneminde yolsuzluk, hükümet projelerindeki komisyonlardan kamu fonlarının (Maharlika Yatırım Fonu) özel yatırımlar için kullanılmasına kadar yaygın bir şekilde devam etmektedir. Marcos’un 2022’de iktidara gelmesinden bu yana, Marcos mirasına karşı açılan en az dokuz yolsuzluk davası (en az 200 milyar Peso tutarında) mahkemeler tarafından reddedildi. Marcoslar, Lucio Tan ve Ramon Ang (Danding Cojuangco için) gibi yandaşlarının elinde bulunanlar da dahil olmak üzere, sıkıyönetim döneminde yasadışı olarak edinilen mülkleri geri almaya hazırlanıyor. Marcoslar, akrabaları ve yandaşları pirinç ve diğer ürünlerin ithalat ve kaçakçılığını yapan sendika ve kartelleri ele geçirmiş durumdalar. Rejim, müttefiklerine her yıl yüz milyarlarca peso tutarında içi boş projeleri sağlamak için ulusal bütçeyi pervasızca manipüle etmektedir.
Marcos, hakimiyetini güvence altına almak ve servet birikimini sürdürmek için, 2028’den sonra da kontrolde kalmasını sağlamak üzere siyasi gücünü hızla pekiştiriyor. Bunu yaparken de iktidar sisteminin siyasi krizini derinleştiriyor. Marcos, 2022’de ittifak yaptığı Duterte’lerin 2028’deki siyasi meydan okuma tehdidini ortadan kaldırmayı ve o zamanki Duterte kontrolündeki elektronik sayım sistemiyle seçimleri güvence altına almayı hedefliyor. Yeni otomatik sayım sistemi artık elinde olan Marcos’un planı, yaklaşan ara seçimlerin sonucunu manipüle ederek Senato’dan Temsilciler Meclisi’ne ve yerel yönetim yetkililerine kadar hükümetin tüm kademelerinin kontrolünü ele geçirmek.
Şubat ayında Marcos, Başkan Yardımcısı Sara Duterte’nin Temsilciler Meclisi tarafından görevden alınmasını koordine etti. Birkaç hafta önce de gücünü kullanarak Rodrigo Duterte’nin insanlığa karşı suç teşkil eden yaygın ve sistematik cinayetlerden yargılanmak üzere Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde tutuklanmasını ve gözaltına alınmasını sağladı. Bu eylemler, egemen sistemin siyasi krizini daha da derinleştirdi ve yeni boyutlara taşıdı. Yabancı merkezli veri analizi ve etki stratejisi şirketlerini kullanmalarıyla tanınan Duterte’ler, sosyal medyada sistematik dezenformasyon ve faşist demagoji yoluyla kamuoyunu manipüle ederek Marcos rejimine karşı siyasi bir fırtına koparmaya çalışmakta, halkın şikayetlerinden yararlanmakta, dikkatleri Duterte’nin zalim yönetimi altındaki suistimallerden ve suçlardan uzaklaştırmak için oyalama taktikleri kullanmakta ve halkın sempatisini kazanmak için kendilerini mağdur olarak tanıtmaktadırlar. Kitlesel mitingler düzenlemeye ve ordu ve polis içinde bölünmeler yaratmaya çalışıyorlar.
Marcos-Duterte çatışmasının baskınlığı, egemen sistemin çürümüşlüğünü daha da açığa çıkarıyor. Her ikisi de büyük burjuva kompradorların ve büyük toprak ağalarının ekonomik çıkarlarını temsil eden, her ikisi de bürokrat kapitalist, her ikisi de yabancı emperyalist güçlere uşaklık eden, her ikisi de halk karşıtı ve baskıcı olan en yozlaşmış ve en acımasız iki gerici kliğin şu anda egemen olduğu egemen sistemi göstermektedir. Filipin ekonomisinin durumu kötüleştikçe, egemen sınıf fraksiyonları arasında paylaşılan ganimet ve ayrıcalıklar küçülmeye devam ediyor ve rakip bürokrat kapitalistler arasındaki çelişkileri yoğunlaştırıyor. Egemen sistemin siyasi krizi şiddetlenmeye ve şiddetli çatışmalara dönüşmeye mahkumdur.
Marcos, siyasi iktidarı daha da sağlamlaştırmak ve tekeline almak için işçilerin, köylülerin, balıkçıların, gençlerin, kadınların ve diğer demokratik kesimlerin kitle örgütlerine yönelik siyasi baskıyı da arttırıyor. Gerici silahlı kuvvetler ve polis tarafından gerçekleştirilen devlet gözetimi, adam kaçırma, işkence, yasadışı tutuklamalar ve uydurma suçlamalar, yargısız infazlar, katliamlar ve diğer ağır insan hakları ihlalleri giderek daha da kötüleşiyor. Marcos’un sıkıyönetim emri verdiği binlerce kırsal köyde durum en kötüsüdür.
Ekonomik krizin ortasında, geniş halk kitleleri arasında artan bir huzursuzluk ve örgütlü direnişlerinde istikrarlı bir büyüme var. Yıllardır yetersiz ücret artışlarından bunalan işçiler, artan hayat pahalılığına ayak uydurmak için acilen önemli ücret artışları talep ediyor. Bu feryat, adil ücret talep eden kamu çalışanları ile devlet ve özel okul öğretmenleri arasında da yankı buldu. Daha yüksek ücret ve daha iyi çalışma koşulları taleplerinin daha fazla grevi ve diğer kitlesel eylem biçimlerini tetiklemesi kaçınılmazdır.
Kontrolsüz pirinç ithalatının yanı sıra yerel üretimi öldüren balık ve diğer tarım ürünlerine karşı artan bir tepki var. Köylü ve yerli azınlık toplulukları, çevreyi tahrip eden ve topraklarını ellerinden alan madencilik ve diğer projelere karşı mücadele ediyor. Jeepney operatörleri ve şoförleri, küçük balıkçılar ve diğerleri dahil olmak üzere çeşitli sektörler de haklarını savunuyor ve kendilerini geçim kaynaklarından mahrum bırakan programlara şiddetle direniyor. Öğrenciler eğitim için daha fazla devlet desteği talep etmekte ve harç artışlarına karşı çıkmanın yanı sıra büyüyen işsizlik krizinin ortasında iş talep etmektedir.
ABD’nin Filipinler’deki askeri müdahalesine karşı protestolar güçlenmeye devam ediyor. ABD’nin baskıcı rejime verdiği askeri desteğe, ABD’nin denizaşırı askeri operasyonları için kullandığı ülkedeki askeri üs ve tesislere, nükleer silah taşıyan ABD uçak gemilerinin ülkeye girişine, transit geçişine ve yanaşmasına, Filipin silahlı kuvvetlerini Çin ile silahlı gerilimleri kışkırtmak için kullanmasına ve ülkeyi emperyalistler arası bir savaş tehlikesinin derinliklerine sürüklemesine karşı kınamalar giderek artıyor.
Geniş demokratik kesimler, gerici silahlı kuvvetler ve polis tarafından işlenen ve giderek kötüleşen suiistimal ve insan hakları ihlallerine karşı mücadele etmektedir. Duterte’nin UCM önünde yargılanmasını, sahte “uyuşturucuyla savaş” sırasında işlenen sayısız insanlık suçundan sorumlu tutulması için bir fırsat olarak memnuniyetle karşılıyorlar. Aynı zamanda Marcos’un da karşı koyan insanlara karşı işlenen cinayetler, kayıplar ve diğer suçlardan sorumlu tutulmasını talep ediyorlar.
Egemen sistemin derinleşen ekonomik ve siyasi krizi, iflas etmiş yarı sömürge ve yarı feodal sistemi ve yönetimi yaygın yolsuzluk ve acımasız baskıyla damgalanmış, tamamen çürümüş yeni sömürge devleti açıkça ortaya koymaktadır. Baskı ve sömürü zincirlerini kırmanın ve Filipinli işçilerin, köylülerin ve emekçi halkın geniş kitlelerinin dayanılmaz zorluklarına ve acılarına son vermenin tek yolu, ABD emperyalizmini ve büyük burjuva kompradorların, büyük toprak ağalarının ve bürokrat kapitalistlerin sınıf diktatörlüğünü yıkmaktır.
Filipin halkına, baskıcı ve sömürücü egemen sınıfları devirmek ve halkın demokratik iktidarını kurmak için, başta silahlı mücadele olmak üzere, tereddütsüz devrimci mücadeleler yürütmekten başka bir alternatif bırakılmamıştır. Yeni Halk Ordusunu güçlendirme ve genişletme ve halk savaşını ilerletme ihtiyacı her zamankinden daha acil, adil ve gereklidir.
Trump 2.0 küresel kapitalist sistemin krizini ağırlaştırıyor
Kapitalist dünya, kapitalist aşırı üretimin çözülemez krizinin ve Trump 2.0 rejimi altındaki ABD hükümetinin emperyalist çıkarlarını hayata geçirme yönündeki küstahça hamlesinin ortasında hızla derin bir kargaşaya sürüklenmeye hazırlanıyor. Trump hükümeti, ABD’deki mali oligarşinin en gerici ve en şoven unsurlarını temsil etmektedir. ABD’nin emperyalist “demokrasi şampiyonu” maskesini çıkarıyor ve Amerikan imparatorluğunun stratejik gerilemesini tersine çevirme ve kendisini tek süper güç olarak yeniden kurma yönündeki beyhude girişimi doğrultusunda hegemonyacı politikasını gözler önüne seriyor.
Geçtiğimiz yılın göstergeleri, kapitalist ekonomilerin 2020 pandemi sonrası kısa süreli bir toparlanmanın ardından (2008’den bu yana) uzun süreli bir durgunluk içinde kaldığını gösteriyor. Küresel ekonomik büyüme, pandemi sonrası toparlanma sırasında %5,8 iken, 2023 ve 2024 yıllarında keskin bir düşüşle %2,8’e gerilemiştir. Bu, son on yıldaki (2010-2019) ortalama %3,2’lik büyümeden daha düşüktür. Küresel borç geçen yıl 318,4 trilyon dolarla yeni bir rekor kırmıştır ki bu miktar 2024’teki küresel üretimin üç katından fazladır (%328). Bu borçların ödenmesi imkânsız olduğu gibi, uzun vadede servis edilmesi de imkânsız hale gelmiştir. Küresel ticari mal ticaretindeki büyüme yavaşlamaya devam ederek 2024’te %2’ye düşmüş ve 2010-2019 yılları arasındaki %4,5’lik büyümenin çok altında kalmıştır. Küresel doğrudan yabancı yatırım akışı 2024 yılında %8 oranında azalmıştır. Bu düşüşte Avrupa Birliği’ndeki %45’lik ve Çin’deki %29’luk daralma etkili olurken, ABD’ye yönelik doğrudan yabancı yatırım akışında Tayvan ve Güney Kore’nin yeni yarı iletken dökümhanelerine yaptığı yatırımların etkisiyle %10’luk bir artış kaydedilmiştir.
Uzun süren kapitalist durgunluk karşısında Trump hükümeti, yerli üretimi canlandırmayı amaçlayan sert ve umutsuz ekonomik ve ticari önlemleri daha agresif bir şekilde uygulamaya koyuyor. Bunu yaparken de neoliberal küreselleşme döneminde kurulmasına yardımcı olduğu çok taraflı sistemin altını oyuyor. Aslında yön değişikliği 2008 yılında, Obama hükümeti döneminde, ABD’nin yabancı yatırımları geri getirmek için teşvikler vermeye başlamasıyla başladı. Dünya Ticaret Örgütü’nün anlaşmazlıkların çözümü sistemini fiilen işlemez ve anlaşmalarını uygulanamaz hale getirdi. On yıla yakın bir süredir ABD, Çin’e karşı yüksek gümrük vergileri, ihracat kısıtlamaları, teknoloji kısıtlamaları ve yatırımların daha sıkı bir şekilde düzenlenmesini yoğun bir şekilde kullanmaktadır.
Trump hükümetinin bu tür ticari ve ekonomik politikaları diğer ülkelere karşı agresif bir şekilde kullanması, geleneksel emperyalist müttefikleriyle bile düşmanlık seviyelerini yükseltiyor. Çin’in yanı sıra, Amerikan şirketlerini korumak ve yerel üretimi artırmak amacıyla Kanada, Meksika, Avrupa Birliği ve diğer ülkelerden gelen bir dizi ürüne daha yüksek gümrük vergileri uyguladı ya da uygulamakla tehdit etti. Trump, ABD’nin Japonya ile olan askeri ittifakını yeniden değerlendirmekle tehdit etmiş, Japonya da buna ABD’den sıvılaştırılmış petrol gazı ithalatını arttırma ve ABD’ye yapılan yatırımları 1 trilyon dolara çıkarma sözü vererek karşılık vermiştir. Ancak ABD’nin diğer müttefikleri bu kadar hoşgörülü değil. Kanada ve Meksika, ABD’den ithal edilen mallara karşı tarifeler uygulamayı planladıklarını açıkladılar. Fransız hükümeti de ABD’nin gümrük vergilerine karşılık vermekle tehdit etti.
Öte yandan Çin, ABD’den soya fasulyesi ve tomruk ithalatını yasaklayarak ve gümrük vergilerini arttırarak ve ABD ile “her türlü savaşa” girmeye hazır olduğunu ilan ederek daha güçlü bir şekilde karşılık verdi. BRICS, G-77, Şangay İşbirliği Örgütü, Çin-Afrika İşbirliği Forumu, RCEP ve diğerleri de dahil olmak üzere stratejik diplomatik, ekonomik ve askeri ittifaklar kuruyor ve bunları genişletiyor.
Trump, ek gümrük vergileri koymanın ya da koymakla tehdit etmenin yanı sıra, Panama Kanalı’nın (ABD konteyner trafiğinin %40’ının geçtiği), Grönland’ın (Danimarka’da büyük nadir toprak mineral yataklarına sahip ve Arktik bölgesinde stratejik bir konuma sahip özerk bir bölge) ve Filistin halkının haklarını hiçe sayarak ABD’nin “sahip olmasını” istediği Gazze Şeridi’nin kontrolünü ele geçirmek için askeri güç kullanmaya hazır olduğunu ilan etti.
Rusya’nın savaş sırasında büyük kayıplar vermesine rağmen, ABD’nin Rusya’nın stratejik savaş kabiliyetini zayıflatma, ekonomik bir felakete neden olma, rejim değişikliğini teşvik etme ya da Rusya’yı parçalama gibi çeşitli amaçlarında başarısız olduğunu gören Trump, şimdi Ukrayna ile ilgili olarak Rusya’ya karşı bir yakınlaşma politikası izliyor gibi görünüyor. Politikadaki değişim, Ukrayna’daki çatışmanın, iki ülke arasındaki toprak sorunlarını içermesine rağmen, başından beri ABD ve Rusya arasında bir vekalet savaşı olduğu gerçeğini vurgulamaktadır. Trump hükümeti Ukrayna’yı Rusya ile ateşkesi kabul etmeye zorluyor ve 2022’den bu yana ABD’nin yaptığı tahmini 70 milyar dolarlık askeri yardımın bir karşılığı olarak ABD’ye nadir toprak maden yataklarının büyük bir kısmına erişim sağlayacak bir maden anlaşması imzalıyor.
Rusya ile görünürdeki yakınlaşma politikasının aksine, Trump hükümeti Çin ve Kuzey Kore ile çatışmasını arttırmaya devam ederek sıcak bir savaşı ateşleme olasılığını açık tutuyor. ABD ordusu, sözde Hint-Pasifik stratejisi kapsamında güçlerini arttırmaya devam ediyor. Kısa süre önce Güney Kore’de geniş çaplı savaş tatbikatları gerçekleştiren ABD, Çin’i çevreleme stratejik hedefiyle Güney Çin Denizi, Filipinler, Tayvan ve Japonya’da ve çevresinde sürekli savaş oyunları düzenlemeye hazırlanıyor. ABD kısa bir süre önce Çin’e karşı açık bir provokasyon eylemi olan “Tayvan’ın bağımsızlığını desteklememe” politikasını terk etti.
Trump hükümeti ayrıca Ortadoğu’daki emperyalist müdahaleyi arttırarak Siyonist İsrail devletinin Gazze’ye yönelik saldırganlığını ve işgalini daha da güçlendirdi. Kısa süre önce İsrail’e 3 milyar dolar değerinde füze ve bomba gönderilmesini emretti ve Gazze’de yüzlerce Filistinlinin ölümüne neden olan ve iki aylık ateşkesi sona erdiren yeni saldırıları destekledi. Trump ayrıca İsrail’i desteklemek için Yemen’de Filistin kurtuluş mücadelesine aktif destek veren Huti güçlerine karşı füze saldırısı emri verdi. İsrail, Türkiye ve diğer NATO ülkeleriyle işbirliği içinde olan Trump hükümeti, Orta Doğu petrol kaynaklarını kontrol etme stratejik hedefi doğrultusunda İran’a daha fazla askeri baskı uygulamak için Suriye’nin yeni hükümetindeki konumunu da güçlendiriyor.
Trump, ABD’de hızla kötüleşen siyasi krize başkanlık ediyor ve mevcut iktidar oligarşisi faşist ideolojiyi açıkça desteklemeye doğru keskin bir dönüş yapıyor. Kabine üyeleri olarak etrafını dalkavuklar ve amigolarla çevirmiş durumda. Otoriterliğe doğru büyük bir adım atarak yürütme emriyle yönetiyor ve mahkeme kararlarına meydan okuyor. Trump ve yetkilileri, işçi sınıfını bölmek için azınlıklara, göçmenlere ve LGBT topluluğuna karşı önyargıları aktif bir şekilde körüklüyor, batıl inançları ve bilim dışı inançları teşvik ediyor. ABD hükümetinin yüz binlerce çalışanı, maliyetleri düşürme bahanesiyle işten çıkarıldı. Demokratik hakların, özellikle de üniversite kampüslerinde toplanma ve ifade özgürlüğünün kısıtlanması emrini verdi. Binlerce göçmenin sınır dışı edilmesinde acımasız ve özel yöntemler kullandı.
Trump rejimi, anti-demokratik ve işçi karşıtı politikalarını hayata geçirerek, ABD’de önümüzdeki aylarda ülke çapında kitlesel gösterilerle genişleyeceği ve patlayacağı kesin olan yaygın bir protesto hareketini ateşledi. Trump rejiminin saldırgan bir şekilde uyguladığı emperyalist ticaret ve ekonomi politikalarına ve ardı arkası kesilmeyen savaş provokasyonlarına tepki olarak dünya genelinde de ABD emperyalizmine karşı protestoların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Emperyalizm ve faşizm tarafından ezilen insanlara ulusal ve sosyal kurtuluş için mücadele etmekten başka seçenek bırakılmadıkça daha fazla devrimci silahlı direniş hareketinin ortaya çıkması ve büyümesi kaçınılmazdır.
Başta silahlı mücadele olmak üzere devrimci direniş yürütmek
Filipin halkının geniş kitlelerini ulusal kurtuluş, demokrasi ve sosyalizm özlemleri uğruna mücadele etmek ve bunları gerçekleştirmek için devrimci direnişe iten nesnel koşulları göstermek amacıyla ülke içinde ve dışında yaşanan son gelişmeleri kısaca ele aldık. Filipin halkının mücadelesi, dünyanın dört bir yanındaki tüm ezilen ve sömürülen halkların devrimci mücadelesiyle ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır.
Filipin halkı ulusal demokratik davasını ilerletmek için her türlü mücadeleyi yürütmektedir. Hem şehirlerde hem de kırsal kesimde kitleleri bilinçlendiren, örgütleyen ve ezenlere karşı savaşmak üzere büyük sayılarda seferber eden yasal mücadele biçimleri yürütüyorlar. Sendikalarını ve kitle örgütlerini kurup, kapitalistlerle ya da devlet bürokratlarıyla müzakerelerde mücadele ediyor, fabrika grevleri, boykotlar, yürüyüşler, kitlesel gösteriler ve diğer kolektif eylem biçimleri gerçekleştiriyorlar. Ulusal demokratik davayı desteklemek ve ilerici adaylar ve partiler için kampanya yürütmek üzere gerici seçimlere katılıyorlar. Ulusal Demokratik Cephe aracılığıyla, halkın haklı ve kalıcı bir barış özlemini desteklemek için gerici hükümetle barış görüşmelerine katılıyorlar.
Silahlı mücadele Filipinler’de demokratik halk devriminin yürütülmesinde temel mücadele biçimidir. ABD emperyalizmini ve büyük burjuva kompradorları ile büyük toprak ağalarının egemen sınıflarını devirmek için silahlı mücadele vererek mücadele edebiliriz. ABD emperyalizminin ve egemen sınıfların silahlı kukla devletini parçalamak ve proletaryanın önderliğinde demokratik halk devletini kurmak Filipin devriminin merkezi görevini yerine getirmek demektir. Devrimci toplumsal dönüşüm ancak demokratik halk devletiyle birlikte gerçekleştirilebilir.
Yeni Halk Ordusu’nun 56. yıldönümü vesilesiyle, Partinin tüm komitelerine, kadrolarına ve üyelerine, mücadelenin tüm alanlarında çeşitli görevlerinizi yerine getirirken, her zaman devrimci silahlı mücadeleyi yürütme ve YHO’nu güçlendirme büyük görevine dikkat etmeleri çağrısında bulunuyoruz.
Yeni Halk Ordusu’nun tüm Kızıl savaşçılarını kararlılıklarını arttırmaya ve düzeltme hareketinin görevlerini yerine getirmek için yeteneklerini yükseltmeye çağırıyoruz. YHO’nun kitle tabanını canlandırma ve genişletmede ve ABD-Marcos faşist rejimine karşı gerilla savaşı yürütmede daha büyük zaferler kazanabileceğinden eminiz.
Yeni Halk Ordusu’nun Kızıl savaşçılarının kararlı devrimci ruhunu selamlayın!
YHO’nu güçlendirin ve genişletin!
ABD-Marcos rejiminin acımasız ve terörist bastırma savaşını boşa çıkarın!
Gerilla savaşını genişletin ve yoğunlaştırın!
Devrimci silahlı mücadeleyi ilerletin!
Halkın demokratik devrimini ileriye taşıyın!
Yaşasın Yeni Halk Ordusu!
Yaşasın Filipinler Komünist Partisi!
Yaşasın Filipin proletaryası ve halkı!